Pop-Up Interview with Ferhat Özgür I Base İstanbul
Türkiye’nin yeni sanatçı platformu BASE Istanbul, yeni nesil sanatçı adaylarını sanat profesyonelleri ve sanatseverlerle bu yıl ikinci kez buluşturdu. BASE, Türkiye'deki tüm Güzel Sanatlar Fakültelerinden yeni mezun olmuş sanatçı adaylarına büyük bir mezuniyet sergisi olma niteliği taşıyan bir platform. BASE’in kurucularından Ali Kerem Bilge, küratörü Derya Yücel ve seçici kurulunda yer alan Ferhat Özgür, İnci Aksoy ve Başak Doğa Temur’la yaptığımız söyleşilerde Türkiye’nin sanat geleceğine dair ipuçlarını bulabilirsiniz.
Röportaj Hazal Gençay Sungur
POP UP INTERVIEW WITH FERHAT ÖZGÜR
BASE Istanbul 2018
Ferhat Özgür
Sanatçı
1- Bu yıl Base'in seçici kurulunda yer alıyorsunuz ve Türkiye'nin en batısından doğusuna Güzel Sanatlar Fakültelerinden yeni mezun olmuş sanatçı adaylarının işlerini gözlemleme fırsatınız oldu. Genel bir değerlendirme yaparsak Türkiye'yi sanat alanında nasıl bir gelecek bekliyor?
Mevcut politik ortamda artan bir içe dönüklük kendini gösteriyor. Uzak gelecekten ziyade ancak yakın gelecek için görüş bildirebilirim. Türkiye her şeye çok hızlı dalıyor ama ekonomimiz istikrarsız olduğundan aynı hız uzun süreli bir direniş gösteremiyor. Uzun soluklu olmak için yola koyulan sanatsal girişimler kısa sürede durma noktasına gelebiliyor. 2000’lerin başında ardı sıra açılan çağdaş sanat galerilerinden Rampa, Mana, Rodeo, Kuad, MAC Art Project, Art International bu etkilere maruz kalanlardan. Dünün doğal hakkının bugünün suç öğesi sayıldığı bir ülkede ekonomik dengesizliği de düşünürsek kısa vadede Türkiye’yi sanat alanında iyi bir gelecek beklemiyor. Her şey satıştan geçmese de satış galerilerin hayati gerekliliği. Çağdaş sanatın mekansal açıdan deneysel işlerini alıp teşhir edecek ve koruyacak kurumlarımız da yetersiz olunca trafiğe katılan sanatçı sayısı haliyle bu dar alana fazla geliyor.
2- İçinde olduğumuz ekonomik durum sebebiyle genç sanatçıların üretim yapması oldukça zorlaştı. Üretimi desteklemek için kamu ve özel sektöre önerileriniz neler?
Durumu sadece gençlik bağlamında sınırlamamak lazım. Bizim kuşağa bakın çok daha zor koşullarda aslen. Sorun tüm sanatçıları bağlıyor fakat ''genç'' saplantısı artık baydı. İroniye bakın ki bir ''genç'' sanatçının tek bir işinden kazandığını orta ya da yaşlı kuşak kazanamıyor. Gençlik vurgusunun bir belirteç haline getirilmesinden rahatsızım ama şimdi beni gençliğe karşıymış gibi değerlendirmesin kimse, kamu ve özel sektörün sanatın devamlılığı için ne yapması gerekiyorsa onu gençlik-yaşlılık bağlamında değil sanatsal nitelik çerçevesinde yapmalı. Parasal ödülse herkese açık olsun. Örneğin Birleşik Arap Emirlikleri’nde Abraaj Art Capital, İngiltere’de Turner Prize (nihayet yaş engelini kaldırdılar), ya da Galler’de Artes Mundi gibi. Bizdeki büyük şirketler ve bankalar da böyle daha büyük ölçekli projelere girişmeliler. Devletin ne yapması gerektiği konusu zaten hepimizin aynı yanıtı verdiği bir soru: Ekonomik desteğini arttıracak. Tabii ki bunu yaparken Yeditepe Bienali’nin tersine o büyük bütçe desteğini doğru kanallara akıtacak. Kar amacı gütmeyen bağımsız mekanlar çoğalacak ki gençler işlerini gösterebileceği alternatiflerin olduğunu bilerek sanatta devam kararı alacaklar. Benim onlara önerim aceleci görünürlüklerden ve satış odaklı sanattan ısrarla kaçınmaları.
3- Seçim aşamasında adayları değerlendirirken göz önünde bulundurduğunuz kriterler neler oldu? Sanat değerlendirmesi çok öznel yargılara bağlı. Sizin oy verdiğiniz bir işe diğer jüri üyesi olumsuz oy vermiş olabilir. Base’deki başvuruların her birine, özellikle videolara, en az üç kez baktım. Her işte başlıca ölçütüm, içerik ve ifadelendirmedeki uyum idi. Soyut, somut, kavramsal ayırımı yapmaksızın tüm işlerde esas aldığım bu oldu. Cesur, yerleşik kalıpları zorlayan ve söyleyecek sözü olan her türlü eğilimde görsellik nasıl işlenmiş, temel sorum bu oldu.
Etiketler: Magnet, Ferhat Özgür, Pop-Up Interview, Base Istanbul
Aralık 01, 2020
Listeye dön