Kökleri 20.yy başındaki Dada akımının anarşist performanslarına, 1920 ve 30'lu yılların sürrealist ve fütürist performanslarına ve hatta Jackson Pollock'un aksiyon resmine kadar gitse de bildiğimiz anlamıyla performans sanatı 1960'larda doğduktan sonra yaygınlaşıp 70'lerde fikirleri ön plana çıkaran kavramsal sanatla bağlantılı olarak devam eder. Toplum normlarını reddeden ve izleyiciyi aktif bir konuma getirmeyi hedefleyen performans sanatı bugün zamana ayak uydurarak online/çevrimiçi versiyonlarıyla devam ediyor. Genellikle üç sorudan oluşan pop-up röportaj serilerim bu defa yedi soruyla gerçekleşti ve performans sanatımız hakkında detaylı bir dosyaya dönüştü.
Röportaj: Hazal Gençay Sungur
POP UP INTERVIEW WITH NEZAKET EKİCİ
Performans Sanatı
Nezaket Ekici
Sanatçı
1- Performans sanatı nedir? (Performans sanatını hiç bilmeyen birine nasıl anlatırsınız?)
Ne olmadığını söylemek daha kolay. Benim için performans sanatı; dans, tiyatro ya da şarkı söylemek gibi sahne sanatlarına dahil değil. Perfomans sanatı; güzel sanatlara dahildir ve bir fikri ifade etmeye ve geleneksel anlamda bir konsepti ele almaya odaklanır. Ancak bunu planlansız ve prova edilmemiş bir şekilde yapar. Dolayısıyla performans sanatı orijinal bir sanat formudur ve bir tür meta sanattır. Performans kısaca şu kavramlara dayanır: radikallik, yoğunluk, duygusallık, sezgisellik, mekan ve enerji, izleyici, etkileşim; kavramsal sanat, sanat tarihi, felsefe, politika ve inanç, kültür; beden ve zihin, bir araç olarak beden, bedenin limitleri, güçlü bir irade; üç boyutluluk; uzun süreli performans, kısa süreli performans; sanatta bir fikrin dönüşümü.
Nezaket Ekici, But all that glitters in not gold, Videoperformance 2014, Film at Culture Academy Tarabya İstanbul
2- Beden, mekan, süreç ve an işlerinizde karşımıza nasıl çıkar?
Bir mekanın içinde var olmak için savaşma ve keşif yapma sürecinin merkezinde çoğunlukla beden vardır. Bedenin yanında ruh ve zihin ise aynı öneme sahiptir. Beden ve ruh (zihin) bu süreçte bir bütün olmalıdır.
3- Rol ve gerçeğin farkı nerede başlar?
Rol; canlandırılmak üzerine olan bir formdur. Bir rolü oynamak ise gerçek olandan tamamen farklıdır çünkü rol yapmak gerçek olmayan birşeyi taklit etmektir. Gerçek ise hakiki olandır.
4- İzleyici işlerinizin neresindedir?
İzleyiciye yoğun duygular ileterek onları işimin bir parçası haline getiriyorum. İzleyici çok önemli çünkü bir performansın fikir ve konsepti mekan ve içinde bulunan izleyicilerle birlikte gelişir.
Nezaket Ekici, Blind, Performance Installation since 2007, Performance und Exhibition: Staatsgalerie Stuttgard, (Lange Nacht der Museen) 17.3-1.4.2007 Editing: Nezaket Ekici
5- Deney, hafıza ve sınır kavramları sizin için ne ifade ediyor?
Deneyi bir kavram olarak adlandırmıyorum. Deney; kendiliğinden ve anlık oluşur. Yaptığım kavramsal performanslar, her ne kadar performans eylemi spontane ve anlık olsa da, temelde bir fikre ve konsantre bir düşünceye dayanıyor. Sınırlar bir duvar gibidir. Gerisinde ne olduğunu görmemizi engeller. Ben duvarların gerisinde ne olduğunu çok merak ediyorum ve bu nedenle duvarları yıkıyorum. Yani sınırlar yıkılmak içindir ve sanat bunu yapmanın aracıdır.
6- Sanatınızda ele aldığınız konular ve onları sorgulama yönteminiz neler?
Sanat tarihi, kültürel kimlikler, din, politika, cinsiyet, günlük yaşam gibi daha pekçok konuyu performanslarımda ele alıyorum. Yeni fikir ve konular için araştırma yöntemim; ilgili kültürlere bir sanatçı kimliği ile seyahat ederek onlarla etkileşime geçmek.
7- İşlerinizde hangi kaynakları referans alıyorsunuz?
Bir referans göstermeden asla çalışmam bu benim için çok önemli. Yani sanat tarihi, kültürel referanslar ve bunun gibi amaca dair bir ipucu vermeyen işler üretmiyorum. Performanslarımda ilham almak için kullandığım kaynaklar her zaman yeni bir şeye dönüşür. Bu nedenle ilham alabileceğim tüm kaynakları kullanırım.