Pop-Up Interview with Şükran Moral I Performans Sanatı

Pop-Up Interview with Şükran Moral I Performans Sanatı

Kökleri 20.yy başındaki Dada akımının anarşist performanslarına, 1920 ve 30'lu yılların sürrealist ve fütürist performanslarına ve hatta Jackson Pollock'un aksiyon resmine kadar gitse de bildiğimiz anlamıyla performans sanatı 1960'larda doğduktan sonra yaygınlaşıp 70'lerde fikirleri ön plana çıkaran kavramsal sanatla bağlantılı olarak devam eder. Toplum normlarını reddeden ve izleyiciyi aktif bir konuma getirmeyi hedefleyen performans sanatı bugün zamana ayak uydurarak online/çevrimiçi versiyonlarıyla devam ediyor. Genellikle üç sorudan oluşan pop-up röportaj serilerim bu defa yedi soruyla gerçekleşti ve performans sanatımız hakkında detaylı bir dosyaya dönüştü.

 

Röportaj: Hazal Gençay Sungur

 

POP UP INTERVIEW WITH ŞÜKRAN MORAL        
Performans Sanatı

 

Şükran Moral   
Sanatçı

 

1- Performans sanatı nedir? (Performans sanatını hiç bilmeyen birine nasıl anlatırsınız?)             
Performans sanatını hiç bilmeyen birisine anlatmak zor. Çünkü formülü yok. Anlatmaya çalışabilirim şöyle ki; performans sanatı, sanatçının canlı olarak yaptığı bir gösteridir. Bir performans sanatçısının malzemesi ise kendi vücududur.

Şükran Moral, The Artist, 1994

2- Beden, mekan, süreç ve an işlerinizde karşımıza nasıl çıkar?  
Bedenimi seçtiğim mekanlara göre, mesela; bir mezbahada, bir akıl hastanesinde, bir morgda ve bir genelevde olmasına göre ayarlıyorum. İzleyicinin, empati kurmasını ümit ederek, duygularına ve duyarlılığına sesleniyorum. Duygusal bağ bir şekilde çok önemli. Resimdeki ışık neyse benim için de duygular o. Empati duygusu. Araştırma sürecim bazen senelerce sürebiliyor bazen de gerçekleştiremiyorum istediğimi. Bazen yirmi dört saatte bile hazırlandığım oluyor. En sancılı ve en güzel yanı ise hazırlanma süreci bence.

3- Rol ve gerçeğin farkı nerede başlar? 
Performans yaparken kendi gerçeğimi yaratıyorum. Ve o gerçek o anda her şeyden daha gerçek benim için. Şu günlerde hepimiz ev hapsindeyiz. Bu bana gerçekmiş gibi gelmiyor. O nedenle yarattığım performanslar çok daha gerçek. İnsanların ölüm korkusuyla evlere kapatılması sizce gerçek olabilir mi? Bunu kim yarattıysa büyük bir performans oyuncusu, büyük bir rejisör. Ama katilin teki. Pislik yani.


Şükran Moral, Hamam, 1997

4- İzleyici işlerinizin neresindedir?          
İzleyiciye hoş görünmeye çalışmıyorum özellikle acı konusunda. Aferin bak ne güzel acı çekiyor denmesini istemem. İzleyiciye takdir etme, anlayış ve bilge rolü vermiyorum. O kolaycılığa kaçmak olur. En zor olan şey izleyicinin tabularına jilet atmak ve kışkırtmak.

5- Deney, hafıza ve sınır kavramları sizin için ne ifade ediyor?   
Bunlar soyut kavramlar benim için. Her yeni iş yaptığımda yeni bir şeyler deneyimliyorum. Her performansımda da yaşadıklarıma ait izler var, özellikle de çocukluğumda yaşadıklarım. Toprağa gömülen, çarmıha gerilen, klitorisi kesilen (dumura uğramak, şiddet görmek) o rollerin geçmişimde bir karşılığı var.


Şükran Moral, Bordello - Yüksek Kaldırım, 1997

6- Sanatınızda ele aldığınız konular ve onları sorgulama yönteminiz neler?         
Ele aldığım tek konu var o da aşk ve şiddet. Sorgulamak ne kelime izleyenin karnına bir yumruk atmak amacım. İnsana ait tüm duyguları sorgulamak ama özellikle de kadına yapılan şiddeti.

7- İşlerinizde hangi kaynakları referans alıyorsunuz?      
Kaynaklar; yaşadıklarım. Bütün hayatım. Çünkü sanat yaptığım ve yaşadığım ayrı zaman dilimleri yok. Sadece sanat var. Okuduğum kitaplar, gördüğüm filmler ve kendi hayatım.


Şükran Moral, Üç Erkekle Evlendi, 1994

 

Etiketler: Magnet, Şükran Moral, Pop-Up Interview, Performans Sanatı
Aralık 01, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR