Çalışmalarında bireysel ve kolektif aidiyetin temsili, dilin anlamı, semboller ve medya tarafından iletilen bilgi, kültürel olarak kodlanmış anlayış kalıplarının temsilleri ile sosyal ve politik sistemin yapısı ve bunun kimliğin inşasıyla olan ilişkisini araştıran Günyol&Kunt’un Dirimart’ta açtığı ilk kişisel sergisi olan ‘’an-be-an’’ 12 Aralık’a kadar devam edecek.
Thames&Hudson’ın yayımladığı "Geleceğin 100 Ressamı" isimli kitapta adı geçen Evren Sungur, çalışmalarında bilinçaltına nüfuz ederken şok edici gerçeklerle yüz yüze bırakıyor. ''Organik Makine'' isimli son serisinde de alternatif evrim, neo-distopia, gerçeküstü medeniyet tasarımı gibi konuları ele alıyor.
Emre Hüner, Milano’da Güzel Sanatlar eğitimi almış multidisipliner bir sanatçı. Üretimini çizim, video, heykel ve yerleştirmeler üzerinden gerçekleştiriyor. Üretimlerinde medeni toplumu, onun tüm olası endişelerini ve medeniyetin gelişme sürecindeki geleceğini bilim, savaş, teknoloji ve mimarlık gibi gerçekler üzerinden analiz ederek sorguluyor.
Ergin Çavuşoğlu’yla, Rampa’da açtığı Adaptasyon - Sinefikasyon (Adaptation - Cinefication) isimli son sergisini, geçmişinin üretimine yansımalarını, geleceğe dair düşünsel ve sanatsal üretimini konuştuk.
Pera Müzesi’nde 26 Ağustos’a dek devam etmekte olan İstanbul’da Deniz Sefası: Deniz Hamamından Plaja Nostalji başlıklı sergi, İstanbul kent tarihinin sosyokültürel yapısına plaj kavramı üzerinden ışık tutuyor.
Çoklu düşünmenin izini sanat eseri üzerinden arayan ulusal ve uluslararası 34 sanatçıya yer veren ''Çiftdüşün: Çiftgörü'' 6 Ağustos’a kadar Pera Müzesi’nde devam ediyor. Kurumların doğrusal düşünceyi seven metin temelli yönteminin günümüzde geçerli olmadığını bilen sanatçılar eleştirilerini işlerinde farklı yollarla gösteriyor; bir çokludüşün sistemiyle metin ve imge arasında kavramsal bir denge kuruyor.
Arter'in 'Bim Bam Bom Çarpınca Kalp' başlıklı kapsamlı bir sergiyle ağırladığı Bosnalı sanatçı Sejla Kameric'in işleri bize çok yakın bir tarih ve coğrafyada gerçekleşen acı bir olaya, Bosna Savaşı'na bağlanıyor. Sanatın politik bir propagandaya dönüşebilmesi an meselesidir ancak savaşta babasını, amcasını, sevdiklerini kaybeden bir birey olmasına rağmen Kameric'in yanlı bir görüşü savunmayıp salt hislerine odaklanması evrenselliği yakalamasının anahtarı sayılabilir.
İstanbul Modern salt sanat dışında eğitici bir misyon da üstleniyor. İnsanın mağara resimleriyle başlayan doğaya müdahalesinin günümüzde geldiği nokta artık kendi varlığına bir tehdit. Tüm insanlığın kaderinde belirleyici özelliğe sahip güncel bir konu olan doğanın korunmasına dikkat çeken bir proje olan ''Yok Olmadan: Doğa ve Sürdürülebilirlik Üzerine Bir Sergi'' tüm müzeye yayılarak sürdürülebilirliği derinlemesine ele alıyor; sergi, söyleşiler, film gösterimleri ve sosyal projelerin yanı sıra müze kütüphanesi ve mağazadaki tasarımlarla da destekleniyor. Paolo Colombo ile serginin eş küratörlüğünü yapan Çelenk Bafra işin ne kadar ciddi olduğunu söyleşimizin her cümlesinde vurguluyor. ''…milyonlarca türden yalnızca biriyiz ve jeolojik bir çağın değişimine neden olabiliyoruz, bu inanılmaz…''
Art On İstanbul'da küratörlüğünü Gökşen Buğra'nın yaptığı Heavy Burden (Ağır Yük) yükselmekte olan 6 genç sanatçıyı bir araya getiriyor. Ahmet Çerkez, Alper İnce, Erman Özbaşaran, Evren Sungur, Olgu Ülkenciler ve Burcu Yağcıoğlu’nun yakın dönem çalışmalarının yer aldığı, resim, desen, heykel, video ve enstalasyonların bulunduğu multidisipliner sergide, sanatçının çağın getirdikleri karşısında üstlendiği yükler konu ediliyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.